18 Kasım 2021 Perşembe


 

DURUM BİLEŞİK ZAMANI*

Ali TÜRKSEVEN

Türk dilbilgisinin öğretiminde başarılı olunamayışının çok değişik neden­leri vardır. Önemli bir neden de, dil uzmanlarının hepsinin üzerinde görüş birliğine vardığı bir dilbilgisi yapıtının ortaya konulamamış olmasıdır. Tümcenin öğelerinden tutun da terimlerin adını koymaya değin türlü türlü sorunlar vardır.

Bu yazı, dilbilgisinin çelişkili konularından birini ele almaktadır: 3. Tekil kişi bildirme eki olarak bilinen "-dir" ve buna bağlı olarak "Durum Bileşik Zamanı".

Görebildiğimizce, bu konuya ilk kez değinen yazı Vecihe Hatiboğlu'nun Türk Dili'nin Mart 1953 sayısında yayımlanan "Türk Gramerinde Yeni Araştır­malar" başlıklı yazısıdır. Yazar, burada “-dir” ekinin kökenini, özellikle, Kaşgarlı'nın Divan'ından yararlanarak açıklar. Sonuçta, haklı olarak, “-dir” ekini bildirme eklerinden ayırır. Örneği şöyledir: hasta-y-ım, hasta-sın, hasta, hasta-y-ız, hasta-sın-ız, hasta. Yalnız, yazarın bir yanlışı vardır: " 'Gelecek' partisipiumu, aynen 'hasta' 'güzel' kelimeleri gibi sıfattır ve tıpkı onlar gibi, sentaks hususiyetiyle, hem sıfat, hem de fiil olarak kullanılır: 'gelecek tren', 'tren gelecek' ifadelerinde olduğu gibi." Bugün artık, bir sözcüğe tek başına "sıfat" demek yanlıştır. "Hasta" ve "güzel" tek başına addır. Ancak bir adın önünde nitelik bildirirlerse sıfat olurlar. "Gelecek" sözcüğü de ortaç (sıfat fiil) olursa, sıfat göreviyle kullanılabilir; ancak bu durumuyla o artık, eylemsidir. "Gelecek" sözcüğü, gelecek zamanın 3.tk. kişi çekimi olarak kullanılırsa, eylemdir. Yazarın yazısında bu durumların karıştırıldığı görülüyor. Demek ki kırk yıl önce, dilbilgimizde belirsizlikler daha çokmuş.

1953'te yayımlanan -bizim gördüğümüz- ikinci yazı da, Annemarie von Gabain'in Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten (1953 ss. 16-28)'de yayım­lanan "Verbalkompositionen im Türkischen (Türkçede Fiil Birleşmeleri)" başlıklı makalesidir. Yazar, yardımcı eylemleri anlatırken “dur-” eyleminin ekleştiğini söyler; örneğin, sevmişim tur->sevmişimdir. "Bu +dır çok defa -mış, -acak ve -malı şekillerinin yalnız 3. şahıs işareti olarak kullanılır." der. Bu konuda ayrıntılı çalışmaları Türk meslektaşlarından beklediğini de ekler.

Gabain'in bu yazısı üzerine Hatiboğlu, Türk Dili'nin Eylül 1953 sayısında "(-dir) Eki Meselesi" başlıklı bir yazı yayımlar. Bu ekin "kat'i haber" ve "kuvvetli ihtimal" anlamları kattığını belirterek çeşitli tümce örnekleri verir. Verdiği örnekler, hep çekimli eylemlere bu ekin gelişiyle ilgilidir: yaptırmıştır, görmüşümdür, söylemişimdir, etmişizdir, kalmışızdır, duymuşsundur, gitmişsindir, bulunmuşsunuzdur.

Hatiboğlu, yazısının sonunda, çeşitli nedenlerden dolayı, verdiği örneklerin dilbilgisi kitaplarında yer almadığını, bundan sonra yer alması gerektiğini belirtir. Dilbilgisi kitaplarımıza baktığımızda, artık, bu çeşit örneklerin de incelendiğini görüyoruz.

 

_____________________________

* Bu yazı, yazarın "Cümlelerin Yüklemlerine Göre Bölümlendirilişinde Ortaya Çıkan Belirsizlikler" adlı Okul Bitirme Tezinden özetlenmiştir.

 

Bildirme Ekleri:

Dilbilgisi yapıtları, bildirme eklerini şöyle sıralar:

Tekil: 1. kişi: -ım, -im, -um, -üm

                      2. kişi: -sın, -sin, -sun, -sün

                      3. kişi: -dır, -dir, -dur, -dür; -tır, -tir, -tur, -tür

Çoğul: 1. kişi: -iz, -iz, -uz, -üz

                       2. kişi: -sınız, -siniz, -sunuz, -sünüz

                       3. kişi: -dırlar, -dirler, -durlar, -dürler; -tırlar, -tirler, turlar, -türler

Bu ekler, i- eyleminin (ekeylemin) şimdiki zamanının (ya da geniş zamanının) ekleri olarak verilir. Bu eklerin birinci ve ikinci kişileri “er-“ eylemi­nin geniş zamanının ekleşmesinden doğmuştur. Üçüncü kişiler “tur-(dur-)” eyleminden gelir.

Ergin, bildirme eklerini yukarıdaki gibi sıralar.[1] Gencan da özdeş görüştedir.[2] Banguoğlu 3. kişi çekiminin sıfır ek sayılabileceğine değinir.[3] Kutluk da Ergin ve Gencan'la özdeş görüştedir.[4] Ediskun ise, ekeylemin 3. kişi eklerinin, öbürlerinden ayrı bir kökten geldiği için, ekeylemin çekimi içine girmemesi gerektiğini söyler; ancak o da bu ekleri yukarıdaki gibi sıralar.[5] Bizim görüşümüz de Hatiboğlu ve Ediskun'la koşuttur. Başka bir deyişle, ekeylemin şimdiki zaman (ya da geniş zaman) çekiminden -dir eki çıkarılma­lıdır. Örneğin, şunları karşılaştıralım:

Bildirme Ekleriyle:                 -dir Ekivle:

güzel - im                                güzel - im - dir

güzel - sin                               güzel - sin - dir

güzel – Ø                                       güzel - dir

güzel - iz                                 güzel - iz - dir

güzel - siniz                            güzel -siniz - dir

güzel - ler                                güzel - ler - dir (güzel-dir-ler)

 

Adını da şöyle koyabiliriz: Bildirme ekleriyle yapılan çekime "ekeylemin geniş zamanı” dersek, “-dir” ekiyle yapılan çekime de "ekeylemin geniş zamanının durum bileşik çekimi" demek uygun olur (Ediskun[6] ve Kükey’den[7] örnekseyerek).

Durum Bileşik Zamanı

Artık, eylemlerin bileşik çekimine "durum bileşik zamanı" da eklenme­lidir. Ergin, adını "Kuvvetlendirme ve İhtimal" diye koyarken bu konuyu “Fiillerin Birleşik Çekimleri" adlı bölümün sonunda işler.[8] Banguoğlu, “Fiillerin Çekimi” bölümünde "Çevrik Kipler" başlığı altında inceler.[9] Ediskun, "Bileşik Zamanlı Fiiller" konusunun "Durum Bileşik Zamanı" bölümünde inceler.[10] Kükey “Hal Bileşik Zamanı” adı altında inceler.[11] Kimi dilbilgisi yapıtlarında böyle bir bölümleme ve adlandırmaya rastlanmamaktadır.   

Sorun, bununla bitmemektedir. Bir de durum bileşik zamanlı eylemlerin görevli olduğu tümcelerin "yüklemin soyuna göre" bölümlendirmesinde aldığı ad konusu vardır ve epeyce de çelişki vardır.

Ediskun, Durum Bileşik Zamanı diye bir bölüm açmasına karşın, "İsim Cümleleri" konusunda "yazıyordum, yorulmuşsunuzdur, gülerimdir, doğacak­tır, kullanmalıdırlar" gibi çekimli eylemlerle biten tümceleri, ad tümcesi sayıyor.[12] Gerekçesi ise belli değildir.

Burdurlu ise daha da çelişkilidir: "İnsan, dallarla bulutlarla bir hep o maviliklerden geçmiştir." tümcesini eylem tümcesi sayarken, "Şimdi orada herkes yataklara serilmişlerdir." tümcesini ad tümcesi sayıyor.[13]

Burdurlu'nun çelişkisini, üç kişilik kurulca hazırlanan Türkiye Türkçesinin Sözdizimi[14]  adlı yapıtta da görüyoruz: "Bu insanların içine kurt düşmüştür.", "Ayrıca şiir sanatı oldum bittim burada açıklaması yapılan şiir olmamıştır, o bir masal anlatmış, öykü de anlatmıştır." gibi örnekler eylem tümcesi sayılırken; "İnsanlık, birtakım düşün akımlarına kulak vermesini bilmiştir.", "Bir fikir uğruna fedai olmayı göze almış insan takdirle, minnetle karşılanmalıdır." gibi tümceler de ad tümcesi sayılmıştır.

Burada Gencan'ın da bir yanılgısını belirtmemiz gerekiyor: Gencan "Okullar açılacaktır. Havalar serinlemiştir... tümcelerinde açılacak, serinlemiş sözcüklerini eylem sayacağımız gibi birer sıfat da sayabiliriz. Böyle düşünü­lünce bunların ad tümcesi sayılması ve anlamları bakımından şu örnekle karşılaştırılmaları usa uygun düşebilir: Okullar açıktır. Havalar serindir." de­mektedir.[15]

Gencan'ın yanılgısı, "açılacak" ve "serinlemiş" sözcüklerini, buradaki kullanımlarında sıfat saymasıdır. Bu sözcükler, burada eylemdir. "Okullar açı­lacaktır." ile "Okullar açıktır." tümceleri arasında, zaman bakımından çok büyük ayrım vardır. Gencan, "Okullar açılacaktır. Havalar serinlemiştir." tümcelerinin ad tümcesi mi, eylem tümcesi mi olduğu konusunda kararsızdır. Ancak, "Yere düşen sancağın nasıl kaldırıldığını görmüşsünüzdür.", "Merhum kayınpederimin kemiklerini İstanbul'a getireceğimdir." gibi tümcelerin eylem tümcesi olduğunu, ad tümcesi sayılamayacağını belirtir.

Kükey[16] ise, "Durum Bileşik Zamanı"na göre çekimlenen eylemli tümceleri ad tümcesi sayar.

Ekeylemin Durum Bileşik Zamanı Çekimi

Şimdiki (ya da genis) Zaman                         Öğrenilen (:Belirsiz) Geçmiş Zaman

güzelimdir                                           güzelmişimdir

güzelsindir                                          güzelmişsindir

güzeldir                                              güzelmiştir

güzelizdir                                           güzelmişizdir

güzelsinizdir                                       güzelmişsinizdir                     

güzeldirler (güzellerdir)                     güzelmiştirler (güzelmişlerdir)

                                   

° Görülen geçmiş zaman ve koşul kiplerine bu ek getirilemez. (Yukarıda­ki çekimlerin olumsuzu "değil" ilgeciyle yapılır; ayrıca, olumlu-soru ve olumsuz-soru çekimleri de yapılabilir.)

Eylemlerin Durum Bileşik Zamanı Çekimi İçin Bir Deneme*

 Geniş Zaman                                     Şimdiki Zaman                       Öğrenilen Geçmiş Zaman

severimdir                               seviyorumdur                         sevmişimdir

seversindir                              seviyorsundur                         sevmişsindir

…………….                           seviyordur                              sevmiştir

severizdir                                seviyoruzdur                           sevmişizdir

seversinizdir                           seviyorsunuzdur                     sevmişsinizdir

…………..               seviyorlardır (seviyordurlar)    sevmişlerdir (sevmiştirler)                                         

Gelecek Zaman                                  İstek Kipi                                Gereklik Kipi

seveceğimdir                                       ……….                                   sevmeliyimdir

seveceksindir                                      sevesindir                               sevmelisindir

sevecektir                                           …………                                sevmelidir

seveceğizdir                                        ………….                               sevmeliyizdir

seveceksinizdir                                   sevesinizdir                             sevmelisinizdir           

seveceklerdir (sevecektirler)               ……………..                          sevmelilerdir (sevmelidirler)

° Görülen geçmiş zaman, buyrum ve koşul kiplerine bu ek getirilmez (Yukarıda yalnızca olumlu çekim verildi. Bunların olumsuzu, olumlu-sorusu ve olumsuz sorusu da yapılabilir.)

(Türk Dili Dergisi 46, Ocak/Şubat 1995)


[1] Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi (Beşinci Baskı, İstanbul: Boğaziçi yayınları, 1980). ss. 316-317.

[2] Tahir Nejat Gencan, Dilbilgisi (Gözden geçirilmiş dördüncü baskı. Ankara: TDK Yayınları, 1979), s. 346.

[3] Tahsin Banguoğlu, Türkçenin Grameri (İstanbul: 1974), ss. 474-475.

[4] İbrahim Kutluk, Neşe Atabay, Sevgi Özel, Sözcük Türleri (Ankara: TDK Yayınları, 1983), 216.

[5] Haydar Ediskun, Türk Dil Bilgisi (İstanbul: Remzi Kitabevi, 1985), s. 188.

[6] Ediskun, 1985, Ön. ver., ss. 210-211.

[7] Mazhar Kükey, Uygulamalı Örneklerle Türkçenin Sözdizimi (Ankara: 1975), ss. 309-315.

[8] Ergin, 1980, Ön. ver., ss. 319-332.

[9] Banguoğlu, 1974, Ön. ver., ss. 440-457.

[10] Ediskun, 1985, Ön. ver., ss. 195-218.

[11] Kükey, 1975, Ön. ver., ss. 309-315.

[12] Ediskun, 1985, Ön. ver., ss. 342-348.

[13] İ. Zeki Burdurlu, Tümce Çözümlemeleri ve İncelemeler (İkinci Baskı, İzmir: İ. E. Enstitüsü Yayınları, 1974), s. 56.

[14] Neşe Atabay, Sevgi Özel, Ayfer Çam, Türkiye Türkçesinin Sözdizimi (Ankara: TDK Yayınları, 1981), ss. 68-80.

[15] Gencan, 1979, Ön. ver., s. 83.

[16] Kükey, 1975, Ön. ver., s. 313.

*Yukarıdaki çekim tablosu Muharrem Ergin ve Haydar Ediskun'un görüşleri birleştirilerek hazırlanmıştır.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  “de” Sözcüğü Sorunu Ali TÜRKSEVEN               Sorun Şifreleri çok tartışılan şu 2011 YGS’nin 29. Türkçe sorusu, “bağlaç”ın ne ol...